KÜÇÜK GEZGİN ŞİRİNCE’DE
İzmir’in bence en güzel köylerinden biri olan Şirince Köyü aslında hem yerel hem de yabancı turistler tarafından oldukça bilinen, ünlü bir köy ama en yakınımızdaki pek çok yere Küçük Gezgin ile gitmediğimizi fark ettik. Aslında bunun altında biraz da bir gittiğimiz yere bir daha gitmekten hoşlanmamamız yatıyor ama Küçük Gezgin’in de her yeri görmek hakkı dedik ve düştük yollara… Şirince’ye Küçük Gezgin ile gitmek 23 nisan 2014’te kısmet oldu.
Rumlardan kalma eski yapıları, köyleri nerede görsem sevmişimdir. Atıl halleri bile güzeldir; insana “bahçesine iki çiçek dikeyim, asmasının altında soluklanayım şu evin” dedirtir. İşte eski halinin bile insanı kendine hayran bıraktıran bu evlerin oldukça korunmuş ve bakımlı hallerini Şirince’de bulmak mümkün. Şirince Türkiye sınırlarında gördüğünüz görebileceğiniz en güzel köylerden biri. Tarihi çok eskilere dayanan dağ eteğindeki bu güzel köy oldukça da turistik bir yer aslında. İzmir’e, Kuşadası’na, Efes ve Meryemana’ya yakın olduğu için bu bölgeye gelen pek çok turistin geçerken bir nefes alayım dediği bir durak olmuş. İzmir ve yakın çevreden pek çok kişi için ise hafta sonunu güzel değerlendirmek için harika bir alternatif. Yabancı turistleri buraya çeken şey duyduğumda aslında beni kahkahalara boğan ama aylarca üstüne tartışılan eski bir inanış. Maya takvimine göre 21 Aralık 2012’de kopacak olan kıyamette Şirince Köyü güvenli bölgeydi. Aylar öncesinden oteller o gün için dolmuştu bile. Şaka gibiydi evet ama buna inanan pek çok yabancının gözü bizim köye dönmüştü. Fena mı olmuştu; hayır tabii… Böylece inanılmaz bir turistik yer haline gelen köyde şimdi her dakika turist otobüsleri görmek mümkün.
Şirince Köyü’ne erkenden gitmenizi tavsiye ederim. Çünkü dolu dolu bir günü burada geçirmek mümkün. Sabah kahvaltısı için köyde doğa içinde onlarca yer bulmak mümkün. Süper bir kahvaltı, kahve derken doğanın ortasında kuş sesleri ve tertemiz hava eşliğinde zaten neredeyse 2-3 saat geçiyor. Biz Küçük Gezgin’in arabamızın demirbaşı, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan patenleri yanımızda olduğu için güzel havanın ve doğanın tadını doya doya çıkarma şansını yakaladık.
Şirince Köyü’nün her sokağı insan, yaşam dolu. Her yerde turistik eşyalar, yerel el işleri satılıyor. ama Şirince Köyü’nü Şirince Köyü yapan asıl şey, şarapları. Gerçi onlara şarap diyorlar ama bana daha çok meyve likörü gibi geliyor. Fazla meyve aromalı ve tatlı. Güzeller, ama oturup bir şişe içmek mümkün değil. İnsanın içini bayıyorlar. buz gibi bir kadeh ise sıcakta iyi gidiyor. Her adım başı şarap tadım yerleri var. Tabii aklınıza lüks şarap üretim yerlerindeki tanıtımlar gelmesin. Burada küçük tekila bardaklarına bir yudumluk şaraplar konuyor alelacele kafaya dikiyorsun. Pek çok meyvenin şarabını bulmak mümkün. Eh gelmişken bir iki şişe almadan da geçmiyorsun tabii.
Şirince’nin bu kadar göz alıcı bir köy olmasına rağmen, kilisesinin zaman içinde hiç korunmamış olması insanın yüreğini burkuyor tabii… Geriye neredeyse bir şey kalmamış demek mümkün. Tarihin üstüne kazınmış her isim, verilen her hasar insanın canını acıtıyor.
Küçük Gezgin ile her sokağına girdik Şirince’nin; onun çok büyük keyif aldığı bir yer oldu. Evlerin girişlerindeki çiçeklere bayıldı. Bizim bayıldığımız pek çok dantel işlemeli perdelerle süslü ev pansiyona çevrilmiş. Ama çok daha lüks hizmet veren butik otelleri de bulmak mümkün.
Küçük Gezgin Şirince Köyü’nde çok eğlendi. Her sokağından keyif aldı. Ama köyü ne kadar beğendiğini ve hafızasına kazındığını sonraki günlerde anladık. Herkese Şirince Köyü’ne gittiğini anlata anlata bitiremeyen Gezginimizle Şirince’de olmak bizim için de onun için de çok keyifliydi.
Şirince Köyü’ne mutlaka gitmek gerek. Soğuk bir kış günü şömine başında sıcak şarap içmek için, ya da bir bahar günü papatya taçlarıyla süslenmiş sokaklarda gezmek için, ya da bir yaz günü buz gibi meyve şarabından kana kana içmek için mutlaka gitmek gerek. Ne zaman isterseniz gidin, ama gidin! Ve giderken her yerin Arnavut kaldırımı olduğunu bilerek, rahat bir ayakkabı giyerek gidin. Yoksa halinize acırım söyleyim:))
İzmir’e gelmişken Şirince’yi görmeden dönmeyin derim. Küçük Gezgin Şirince’den çok keyifli anılar biriktirdi. Eminim siz de güzel anılarla döneceksiniz…