KÜÇÜK GEZGİN SLOW SALOON’da
İzmir’de çocukla gidilecek en güzel yerlerden biridir Slow Saloon. Biz burayı Küçük Gezgin ile açıldığı yıl keşfettik ve her mevsim gitmekten çok keyif alıyoruz.
Slow Saloon, Citta Slow (Yavaş yaşayan şehir) Seferihisar yolunda, Ulamış Köy girişinin hemen yanında. Şu sıralar yol bitmeyen bir yapım aşamasında olduğu için köyün içine girerek giriş yapıyorsunuz. Yoldan geçerken farketmemenizin mümkün olmadığı kadar büyük bir alana kurulu. Bu mekanı, bizden çok Küçük Gezgin’in gitmek için can attığı bir yer haline getiren şey ise içinde atların, köpeklerin, koyunların gezmesi. Ne zaman kahvaltıya gidiyoruz desek bir zamanlar oynayıp, sarılıp öptüğü eşşek yavrusunu hatırlayıp “beni sıpaya götürün” diyor. İnsanın canına tak edip “hay senin sıpanı” dedirttiği anlar olmuyor değil. Ne de olsa çocuk işte, bir şeye taktı mı takıyor; arabada 100 kez aynı cümleyi kuruyor. Tabii haklı çocuğum, burda yularından kurtulmuş atlar misali bir ordan bir oraya koşabileceği bir alan söz konusu. Eeee… hayvanat bahçesinden de hallice; bol bol hayvanlarla oynayabiliyor. Harika da kahvaltısı var. O ağlamasın da ben mi ağlayım illa oraya gidicem diye:)
Dışarıdan oldukça salaş ve dağınık bir görüntüsü var. Yoldan geçerken çok ağaçlık olmayan güneş altı bir yer gibi görünse de; ahşaptan yapılma restoranın balkonları ve terası efil efil esiyor. Dışarıda yapılan sazlık açık restoranı da oldukça serin ve rahat. Burda eskiden organik pazar hizmeti de veriliyordu. Evet tabii ki eksikleri var mı? Var… Evet çocuklar için daha gölgelik bir alanda, daha kullanışlı bir oyun parkı yapmalılar, evet tadilat havasından artık biraz sıyrılmalılar!!! ve düzenlerini bozmadan işletmeye devam etmeliler. Evet salaşlıklarını korumalı ama düzenlerini de artık kurmalılar. Ama çocuklar için öyle güzel bir alan ki, dönüp dolaşıp her mervsim mutlaka bir kez uğruyoruz.
Ama bir taraftan da çocuklar için bu kadar özgür bir gezi alanı, hayvanlarla kaynaşma ortamı yaratmaları, kahvaltıda gelen herşeyin hemen hemen doğal olması, alanının çocuklar için hiç sıkılmayacakları bir yer olması, bir anne olarak benim açımdan çok önemli. Slow Saloon kahvaltısı insanı, masadan göbek bir adım önde kaldırıyor. Ev yapımı biber reçelinden, böreklere kadar; kızartmadan tutun da yemeye doyamadığım tortuya kadar her şey kahvaltı sofrasında bulunuyor. Hatta kahvaltı sofrasında tortu getirildiğini gördüğüm ilk ve tek yerdir Slow Saloon. Siz yemeye devam ederken arada servis edilen mutlaka bir kaç çeşit börek, karpuz, bir şeyler, bir şeyler oluyor. Serpme kahvaltısı kişi başı 25TL ve sınırsız çay dahil.
Dışarıdaki alanı geniş olduğu kadar kapalı alanı da geniş. Biz pek kapalı mekanlarda takılmayı sevmeyen bir aileyizdir gerçi ama; şakır şakır yağmur yağdığında fırtınaya yenik düşüp içeride bir kez kahvaltı yapmışlığımız oldu. Çıtır çıtır şömüne eşliğinde hiç de fena olmadı doğrusu. İçeride de ufak çocuklar için minicik de olsa bir oyalanma yeri yaratmışlar.
Gösterişli yerlerde takılmayı sevenlerin burun kıvıracağı ama doğalı, yereli, rahatlığı ve hatta biraz da salaşlığı sevenlerin bayılacağı bir yer Slow Saloon. Biz Küçük Gezgin ile dışarıda bir yere gittiğimizde onu o restoran ortamlarının ağırlığında boğmaktan hoşlanmıyoruz. Bazı yerler gerçekten çok hoş, çok güzel ama; çocukla olmuyor da olmuyor işte… Çocuğu da kendini de sıkmaya gerek yok, çevir direksiyonu şöyle yayıla yayıla kahvaltını yapabileceğin başka bir yere git. Bizdeki durum budur.
İşte bu yüzden bizden Slow Saloon tavsiye edilir.