KÜÇÜK GEZGİN MANHATTAN BEACH’DE

Biz Los Angeles’a gitmişken, Kaliforniya Bölgesi’nin en güzel sahillerini de görmeden olmaz dedik. Los Angeles’a yakın görmek istediğimiz yerlerin listesini yaptık ve 2 günümüzü bu sahil şeridine ayırdık. Kimisinde 3 kimisinde 5 saat vakit geçirdik ama hepsi birbirinden güzel, hepsi görülmeye değer harika sahillerdi. Hiç biri diğerine benzemiyor. Yani “amaaan birisine gittim, diğerine niye gideyim” dememek lazım. Hepsine gitmeye çalışın.Tüm sahil şeridi Pasifik okyanusunun dalgalarıyla süslenmiş ama hepsinin bambaşka havası var. Santa Barbara’da mümkün olsa en az bir gece kalırdık; bayıldık resmen ya da fiilmlerden bildiğimiz Venice Beach’in çılgın havasında şöyle bir kaybolmadan olmaz…Emin olun çok şey kaçırırsınız. Biz listemizi yaptık, düştük yollara… Harika manzara eşliğinde birbirinden güzel sahilleri, şehirleri gezdik.

• Santa Barbara
• Long Beach
• Manhattan Beach
• Marina Del Ray
• Venice Beach
• Santa Monica ve Malibu listemizde yer alanlar oldu.

Bu sahillerden en kısa zaman geçirdiğimiz Manhattan Beach oldu. Beğenmediğimizden değil, daha da kalırdık ammmaa…Tatil işte, zaman kısıtlı. Kısıtlı zamanların tadını çıkarmak lazım deyip keyfimize baktık:) Diğer sahillerin ününü de o kadar duymuştuk ki; buraya 3 saatten fazla ayıramadık. Ama sizin çok daha uzun bir tatil seçeneğiniz varsa, tüm gününüzü de bu sahilde geçirebilirsiniz; neden olmasın?

Manhattan Beach’e arabayı park ettik; daha arabadan inip, kafamızı çevirmemizle 5-6 yaşında, saçları beline kadar bir erkek çocuğunun sörf kıyafetlerini giymiş, eski usul bir minibüsün bagajında oturduğunu görmemiz bir oldu. Biz gözümüzü ondan alamazken elinde sörf tahtası, rasta yapılmış saçlarıyla annesinin denizden arabaya doğru geldiğini fark ettik. Sahilde dalgalarla adeta sevişen babasından bahsetmiyorum bile. Şimdi biz sahile ancak filmlerde görebileceğimiz tarzda bir aileyle giriş yapınca tabii, bir yarım saat kadar ağzımızı kapatamadık zaten. Çocuğa bakmaya, babasını izlemeye, annesine hayran olmaya doyamadık. Küçük Gezgin kendi yaşındaki çocuğa o kadar hayran oldu ki, ben de sörf yapmak istiyorum diye tutturdu. Eeeee… ben kadının saçlarına hayran oldum, ben de mi rasta yaptırsam dedim; sevgilim adama bayıldı, ben de hemen 20 kilo verip onun gibi olmalıyım dedi. Biz baya hayal dünyasına daldık; bir film sahnesinin içindeymişcesine kaybolduk gittik…

Manhattan Beach, Los Angeles’a 45 dakika uzaklıkta yer alan harika bir sahil şehri. Okyanusun tüm güzelliğini insanın ayaklarının altına seriyor. Manhattan Beach “kum tepeleri” “Sand Dunes” olarak anılıyor. Sahilin kumu o kadar güzel ki; 1920lerde gemi gemi kum taşımışlar burdan Hawai’ye. Neredeyse 10 sene boyunca Hawai’ye giden gemiler hep Manhattan Sahilinden alınan kumları taşımış. Yani Hawai’yi Hawai yapan Manhattan Beach’in kumları olmuş:) Bu kum tepelerinin çoğu şu anda şehrin yapılarının altında kalsa da, Sand Dune Park’a gittiğinde o bahsedilen kum tepesini görmek kısmet oluyor. Sen taşı bütün kum tepelerini Hawai’ye, geriye ufacık bir park kalsın göstermek için!!!Olacak iş değil…

Biz Manhattan Beach’e gittiğimizde Nisan ayının o ne yapacağını bilmez havası bizimleydi. Bir an güneş ensemizi yakarken, beş dakika sonra bir bulut sayesinde içimiz titredi. 20 dereceyi bulmayan havada, biraz da bulutların gölgesinde, ara ara güneşin yüzünü görerek sahilin tadını çıkardık.

Tabii sahil bu kadar güzel olunca, harika cam evler de denizi en güzel şekilde görmek için sıra sıra dizilmişler. Hani dedim ya, denize baktığında iskelesinden sonra gördüğün şey sörf tahtaları oluyor diye. Ağustos ayında boşuna “International Surf Festival” “Uluslararası Sörf Festivali”’de burada düzenlenmiyor. O insanın üstünde yattıkça yatası gelen kumlar boydan boya voleybol  sahalarıyla dolu. Sıkı bir voleybol severseniz Ağustos ayında İnternational Voleyball Tornament, Uluslararası Voleybol turnuvası düzenleniyor. Ağustos ayı için harika bir seçenek olabilir:)

Ufak Şehir Merkezi “Downtown” a uğramadan dönmeyin dicem ama sahilden kopabilirseniz artık:) Biz kısa bir tur attık; ama sahilin keyfi bambaşka…
Los Angeles’a gitmişken Manhattan Beach’e mutlaka gidin. İnanın o kumlarda yürüyüş yapmak, sahilde sörf yapanları izlemek, İskelesinde “saçlarını dağıtırsın, rüzgarlara bırakırsın” tavrında salınmak bence herkese iyi gelir. Biz Küçük Gezgin ile saatlerce sahilinde vakit geçirmekten çok keyif aldık. Size de tavsiye ederiz…