BİZİM YAKANIN PLAJLARI
Eveet… Sıcaklar bastırmaya başladıysa, Lodos ensemizde yumurta pişiriyorsa o zaman kendimizi sıcak kumlardan serin denizlere atma vakti geldi demektir.
İzmir’de bu sıcak zamanlarda güzel denize girebileceğiniz pek çok yer mevcut. Ben bizim yakadan bahsedeceğim, çünkü Foça, Dikili tarafındansa ben daha çok Urla, Çeşme tarafında yaşayıp, orada denize girenlerdenim ve buraların denizini de hiçbir yere değişmem onu da söyleyeyim.
İzmir’e en yakın ama tertemiz denize girebileceğiniz yerlerin başında Urla geliyor. Urla’da yeni yapılan Kum denizi şehre daha yakın olduğu için benim çok tercih ettiğim bir yer değil. Ben daha berrak hatta biraz da serin suları seviyorum. İşte bu yüzden benim favorim Urla’da Demircili Köyü’nün koyları. Melengeç ve Denizyıldızı tarafı vazgeçilmezlerim. Hem denizin berraklığı, hem serinliği hem de tesislerin her hizmeti sunması açısından benim vakit geçirmekten çok keyif aldığım yerler. Denizyıldızı yıllardır gittiğimiz, son yıllarda patili dostlarımızı da gönül rahatlığıyla götürebildiğimiz, iskelesinden dolayı da Küçük Gezgin Çakıl’ın atlayıp zıplamaktan çok keyif aldığı bir koy.
Gelelim bir de Altınköy sahiline. Kum severleri bu tarafa alalım efendim. Çünkü eve gittiğinizde parmak aralarınızdan tutun da saç diplerinize kadar kum temizleyeceğiniz ince kuma sahip harika bir koydur burası. Kendine ait bir plaj işletmesinin yer aldığı ama aynı zamanda halk plajı da olan bu sahil şeridi, küçük çocuklu ailelerin kumdan kaleler yapmadan evine dönmediği bir koy. Suyun güzelliğine gelince, “çivi gibi” tabiri buradaki denizle tamamen örtüşüyor desem abartmış olmam. Ama gölgede 40 derece olan sıcaklarda inanılmaz güzel serinletiyor insanı.
Şimdi eğer rotanız Urla tarafıysa, erkenden yola çıkacaksınız, Kuşçular Köyündeki doğanın içindeki kahvaltı mekanlarından birinde güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra kendinizi sahil kenarına atacaksınız. Akşam dönerken de zamanınız varsa Urla Bağ Rotasındaki mekanlardan birine uğrayıp güzel bir şarap tadımı yapıp günü en güzel şekilde sonlandıracaksınız… Alın size harika bir tatil günü planı…
Gelelim Mordoğan, Karaburun tarafına. Sanırım bu tarafı hala daha sakin kılan şey ne kadar çift şerit yapılmış olsa da yollarındaki baş döndüren virajlar. Ama bazen yazın en kalabalık günlerinde buraların sakinliği hoşuma gitmiyor değil. Ardıç Plajı, Ayıbalığı koyu, Akvaryum koyu, Mimoza Koyu, Bodrum koyu gibi suyu harika yerler mevcut… Bu taraflara gidecekseniz, virajları atlattıktan sonra sahil kenarında güzel bir kahvaltı yapıp, serin suların tadını çıkarın. Dönerken de Balıklıova’da güzel bir balık yiyip, tazecik, mis gibi ekmeğinizi de çantanıza atıp evinize öyle dönün…
Aaa Seferihisar’a değinmeden geçmek olmaz… Nitekim İzmir’de en sevdiğim şeylerden biridir Sığacık’tan tekne turuyla açılmak. En güzel denize tekneyle ulaşmak en akıllıcası oluyor bazen. Akkum Plajı en sevdiklerimden. İlkönce Sığacık merkezi, kaleiçini gezin, denizin tadını çıkardıktan sonra da dönmeden harika mandalinalı bir dondurma yiyerek serinleyin…
İzmir denilince Çeşme, Çeşme denilince de Ilıca geliyor insanın aklına… İzmir’e ilk taşındığımız zamanı hatırlıyorum da… Sen 16 sene önce İç Anadolu’nun bağrından çıkıp İzmir’e gel ve ilk gittiğin yer Çeşme olsun. Ilıca’ya dönen köşedeki hafif tepeden o turkuaz rengi denizi gördüğüm ve şoka girdiğim an hala dün gibi aklımda… Şimdi o görüntüden sonra hangi deniz beni daha çok mutlu edebilir ki… 2km uzunluğundaki kumsal, denizin rengiyle birleşince harika bir görüntü çıkıyor ortaya… Sığ ve ılık suyundan ötürü hayatımdaki tüm çocukların ayağını ilk soktuğu deniz olmuştur Ilıca. Rüzgarını da severim ki sıcaklarda insanı rahatlatır. Şimdilerde bu güzel rüzgarının tadını en çok kite sörfçüler çıkarıyor. Sahilde ayaklarınızı uzatmış dinlenirken havada sörflerini kontrol etmeye çalışan sörfçüleri izlemek de ayrı bir keyif… Ilıca Plajı Otelleri İzmir’de en sevdiğim otel grupları içinde yer alıyor. Yaz-kış pek çoğunda misafir oldum. Kimine kışın gidip SPAsının tadını çıkardım kimine yazın gidip sahile bu kadar yakın olmanın keyfini sürdüm. Çeşme’ye gitmişken buralarda konaklamak iyi bir fikir olabilir iye düşünüyorum. Yok ben zaten İzmir’de yaşıyorum diyenlerdenseniz, günübirlik olarak plajlarından faydalanabilirsiniz.
Biliyorsunuz ki Alaçatı İzmir gecelerinin en renkli olduğu yer. Her yaz birkaç kez gidip o rengarenk görüntüsünü beynime kaydeder ve restoranlardan gelen mis gibi kokuları içime çekerim. Geceleri Alaçatı’nın keyfini süreceğim ama gündüz de denizin rtadını çıkaracağım diyenler Ilıca Plajına yakın otelleri tercih edebilirler. Böylece bir taşla iki kuş vurmuş olurlar.
İzmir dışından gelenler için İzmir’deki en iyi tatil yeri Çeşme bence. Ilıca sahili, buz gibi deniziyle saklı cennet Çiftlikköy, enerjisi yüksek Boyalık sahili Çeşme’yi Çeşme yapanlar. Çeşme ve Alaçatı’nın birbirine bu kadar yakın olması, hatta iç içe olması bu iki yeri de oldukça hareketli kılıyor. Bu yüzden civarda her keseye uygun oteller de mevcut. Son derece lüks 5 yıldızlı otellerden tutun da ufak pansiyonlara, butik otellere kadar pek çok alternatif konaklama mekanları bulmak mümkün. Çeşme’ye giderken ben pek çok zaman otobanı değil de eski Çeşme yolunu tercih edenlerdenim. Size de tavsiye ederim. Eski yoldan giderseniz, Barbaros köyüne uğrayıp güzel bir kahvaltı yapıp, sonrasında Ilıca sahiline iner günün tadını çıkarırsınız. Günün sonunda da Ildır tepesinden güneşin batışını izlerseniz değmeyin keyfinize.
Yani diyeceğim o ki, İzmir’in bu yakasında denize girebileceğiniz bu kadar güzel yer varken evde oturmak ne diye?
GEZİYORUM ÖYLEYSE VARIM!!!
Şu maviliğin güzelliğine bakar mısın. Muazzam yaa 🙂 güzel yazı teşekkürler.
öyledir:)