KÜÇÜK GEZGİNLERLE SEYAHATİN LİSTESİ
Çocukla seyahatin listesi mi!!!
Aman Tanrım!!! Yaz yaz bitmez… Yazı var, kışı var, çeşit çeşit tatili var!
Biz senelerce, Küçük Gezgin’in hayatımızda olmadığı yıllarda, ufacık sırt çantalarıyla ordan oraya gezdik durduk. 2-3 tşörtle bir hafta geçirirdik ki; artık son günlerde ne kadar yıkasan da üstüne ağır bir koku yapışır. Aniden inen yağmurun altında sandaletle kalıverirsin ama, yaşamın bu tarafını hep sevmişizdir.
Tabii Küçük Gezgin hayatımıza girdiğinde tatil anlayışımız biraz değişmek durumunda kaldı. Beziydi, mamasıydı, boyama kalemiydi, ıslak mendiliydi, yok oyuncağıydı, yok o yok bu derken çocuğun valizi bizimkinden büyük olmaya başladı. Aslında şu da bir gerçek ki; yaşı büyüdükçe ihtiyaçları azalıyor. Kendi çantasını taşıma alışkanlığını da aşılayınca; çocuğun seyahatte size bir yükü kalmıyor… İşte biz tam bu noktadayız şu anda. Küçük Gezginimiz neredeyse 6 yaşında. Kendi valizini kendi hazırlıyor ve kendi taşıyor. Daha ne olsun, ballı lokma tatlısı:) Küçük Gezginin Plaj çantasında yaz aylarında yanımıza neler aldığımızı yazmıştım:) Şimdi bir de kış seyahatlerinde neler alıyorum ona bakalım:)
Kış Seyahatleri
Haaah…İşte zurnanın zırt dediği yer kış seyahatleri. Çünkü üzgünüm ama bu kazaklar, botlar, kayak kıyafetleri, eldivenler derken….Oyyy..Oyy..Oyyy… Baya bir doluyor valizler.
Bizim kayak tatili yapmışlığımız olmadı bugüne kadar. Sanırsam çocukluk ve gençliğimizde torbalar ya da leğenlerle tepelerden kaymanın tadıyla büyüdüğümüz için, snowboardlar üstümüzde biraz eğreti durabilir. Burnumuzun dibinde Bozdağ’daki kayak merkezine gidip kızaklarla kaymışlığımız vardır en çok:) Orayı da kapattılar, o keyfimizde kalmadı:) Gitmemiş olmamız, gitmeyeceğimiz anlamına gelmez; gün olur gidersek, düşe kalka kayar; ballandıra ballandıra yazarım neler yaptığımızı hiç merak etmeyin:)
Biz kış tatillerine genelde Christmas- Noel zamanı gidip, yeni yılı da orada geçiriyoruz. Hem şehir her daim ışıl ışıl oluyor hem de normal zamanlarda akşam 5’te dükkanlar kapanıp deriiin bir sessizliğe bürünen şehirler gece yarılarına kadar inanılmaz hareketli oluyor.
Kış tatillerinde Küçük Gezgin’in Bavulunda,
– Bir kayak eldiveni ve bir yün eldiven olmak üzere mutlaka 2 çift eldiven; “Bir tane neyine yetmiyor a be kadın, yük üstüne yük” diyorsan; karda oynayıp buz kesmiş ellere sıcacık yün eldiven iyi gelir derim:)
– İçi kürklü şapka
– Atkı. Çocuklar pek sevmez atkı takmayı da…soğuğu yiyince mecbur takcaklar:)
– Kayak kıyafeti. “Aaaa bu da nerden çıktı? Hani hiç kayak tatili yapmamıştınız siiiiz” diyorsanız… Evet doğrudur hiç yapmadık ama kızımıza her sene kayak kıyafeti alırız. Zaten kışın Avrupa ülkelerine gittiğinizde sokaklarda kayak kıyafeti ve botlarıyla gezen çocuklar görürsünüz. Kat kat giyindirmeyi sevmeyen Avrupalılar bu olayı çoktan çözmüş anlıcağınız. “aayy belin açıldı”, “aaayy üstünü ıslatma”, “çişin mi geldi haayııır şimdi onca kat şey nasıl çıkıcak” söylemleriyle boğuşmamanın en iyi yoludur kayak kıyafeti. Hem çocuğu sımsıcacık tutar, hem de içiniz rahat güzel güzel buz gibi havada takılma lüksü verir size.
– Kayak botu. Mutlaka her kış için kayak botumuzu alırız. Onların altı sert olup gıcır gıcır kayanları, ya da üstünü bez yapıp içine suyu cuk diye çekenleri var. Biz hepsini deneyimlediğimiz için söylüyorum. Seçerken hem biraz büyük almaya, hem de su geçirgenliğinin az olmasına dikkat edin.
– Yağmur botu. Seçtiğimiz bölgede çok yağış varsa mutlaka alıyorum. Benim diyen kar botu, yağmur botu kadar korumuyor ayağı. Ben biraz büyük alıyorum yağmur botunu ki; içine anane usulü patik giydirip sokağa salıyorum bizim gezgini:)
– Kış için bir “ ah keşke ilaç çantam” var tabi… İçinde ıhlamurdan, adaçayına, keçiboynuzu pekmezinden, nane limona kadar annemin erzak dolabının vazgeçilmezleri yer alıyor. Yazısını okumadan yola çıkmayın!
– Ben içi yünlü yeleklerden mutlaka yanıma bir tane alıyorum. Kazak giydirmektense uzun kollu penye giydirip, gece ayazı çıktığında, kayak kıyafetinin içine yeleğini giydiriveriyorum.
– Yünlü kulaklık. Biz küçükken çok kulanırdık. Ankara’nın şimdilerde olmayan ayazı, zamanında insanın kulaklarını keserdi. Düşecek sanırdın acıdan. O yüzden de kış kulaklıkları bizim okul yollarında en sevdiğimiz aksesuarlardı. Tabii genç kız olunca takmadık ama; şöyle bir düşününce 5 sene daha bizim kıza kullandırabilirim herhalde:) Çizgi film kahramanlı olanları felan da var. İçinden nehir geçen Avrupa şehirleri biraz soğuk oluyor. Şapka takmak istemiyorsa kulaklık iyi gider:))
– Kız çocuk olsun, erkek çocuk olsun termal külotlu çorap ve atlet mutlaka yanınıza alın.
– Pantolon yerine kalın tayt ve eşofman altı kullanıyorum.
– Güneş kremi. “yok artık iyice suyu çıktı” mı dedin:) Ama soğuk yanığı, güneş yanığı kadar acıtır insanın tenini. Normal nemlendirici değil de güneş kremi alıver yanına, ne olmuş:)
– Dudak kremi. Bizimkinin çantasına ilk koyduğu şey. Garibime ruj diye yutturdum; sürüp sürüp geziyor:) Ayazda dudaklarının çatlamasından da kurtuluyoruz böylece.
– Bebek arabası kullandığımız dönemde ki neredeyse 5 yaşına kadar uyuması için yanımızda götürdük, mutlaka arabasının yağmurluğu ve bir polar battaniyeyi de yanımızda götürdük.
Biz kış seyahatlerinde eğer çok üşümediysek yemeklerimizi de dışarıda yemekten hoşlanıyoruz. Vücudu boşu boşuna sıcağa alıştırmaya gerek yok di mi:) Bir de tekrar soğuğa alıştırmak gerekiyor çünkü… Ama baktık içimiz titriyor hemen bir restorana sığınır ooohhh miss gibi sıcak çikolatanın tadını çıkarırız. Müzeleri gezmek de bizim için en güzel ısınma yöntemi tabii:)
Evet biz, Küçük Gezgin ile yaz kış bebekliğinden beri yollardayız. Seyahatlerimizde 50 derecede kavrulduğumuz gibi -15lerde baya baya titrediğimiz de oldu tabii. Tüm arkadaşlarıma, tüm takipçilere her zaman söylediğim gibi, soğuktan, soğukta gezmekten korkmayın:) Keyfini çıkarın. Çocuklar her anın, her yerin tadını çıkarmaya hep hazırlar. Yeter ki tatil olsun:)
Bol bol gezdiğiniz bir yıl olsun:)